Benim Mesleğim Bu Olmalı :
Avukat, hukuk öğrenimi görmüş ve yargı önünde kişilerin haklarını savunmayı meslek edinmiş kimselere denir. Avukat aynı zamanda yasalarla ilgili konularda kişilere yol gösterir. Bir avukat serbest ya da bir kuruma bağlı olarak çalışabilir.
Avukatların çoğu hukukun belirli bir alanında uzmanlaşırlar. Belirli konuda uzman olan avukatlar davalara girerek dava avukatı (bazı ülkelerde) olabilir. Bu uzmanlaşma çeşitli konularda kendine başvuranlara danışmanlık yapmak, yol göstermek biçiminde de olabilir. Bir avukat önce söz konusu olayı ya da durumu hukuk açısından değerlendirir, sonra davayı üstlenir. Hukuk deyimiyle "müvekkil" denen savunacağı kişiyi temsil yetkisi aldıktan sonra da gerekli işlemleri yürütür. Duruşmalarda davacı ya da davalıyı, vekili olarak yargı önünde temsil eder. Vasiyetname, sözleşme gibi hukuksal belgeleri düzenlemek de avukatın görevleri arasına girer.
Bazı ülkelerde, avukatlık yapabilmek için, avukatların meslek kuruluşlarına üye olmak zorunludur.
Türkiye'de avukat olabilmek için önce bir hukuk fakültesini bitirmek, sonra bir yıllık staj yapmak gerekir. 2001 yılı Mayıs ayında Avukatlık Kanununda yapılan değişikle Türkiye'de Avukatlık yapabilmek için stajdan sonra yeterlilik sınavını geçme şartı da getirilmişse de 14 Aralık 2006 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 5558 sayılı kanunla sınav kaldırılmıştır.
Avukatlık stajının ilk altı ayı adliyede, ikinci altı ayı ise bir avukat yanında yapılır. Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olmayanlar avukatlık yapamazlar. Başka bir ülkede hukuk öğrenimi görenlerin avukatlık hakkını kazanması için fark derslerinden sınava girmesi zorunludur. Türkiye'de avukatların belli konularda uzmanlaşma zorunlulukları yoktur. Her tür davaya girebilirler. Avukatlar duruşmalara cüppe giyerek çıkarlar; avukatların cüppeleri yargıç ve savcılarınkinden farklıdır. Avukatların cüppeleri siyah renktedir. Yakaları hakim yaka ve kırmızı renkte olup, tek bir sarı şerit vardır. Kol ağızları yeşildir ve cüppenin önünde de yakadan aşağı kadar boyuna uzanan yeşil bir şerit bulunur.
Ülkemizde de avukatların meslek kuruluşu Baro adıyla bilinir ve ancak bu kuruluşa üye olanlar avukatlık yapabilirler. Resmi kurumlarda çalışan avukatların barolara üye olma zorunlulukları yoktur. Türkiye Barolar Birliği, baroların üye olduğu kuruluştur.
CMK hükümleri gereği avukat tutamayacak durumda olan zanlı ya da sanığa müdafii sağlanabilir. Müdafii olarak görevlendirmeyi baro yapar, ancak müdafii olarak görevlendirilen avukatın ücreti bu iş için ayrılmış fondan ödenir. 1 Haziran 2005'de yürürlüğe giren Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) uyarınca gerek soruşturma ( dava açılmadan önceki aşama ) gerek koğuşturmanın ( iddianamenin mahkemece kabulüne karar verilmesinden sonraki dönem ) her aşamasında hem şüpheli/sanık hem de müşteki/katılanın avukat bulundurma hakkı vardır. 1 Haziran 2005'de yürürlüğe giren yeni Ceza Muhakemesi Kanunu ile 18 yaşından küçükler, atılı suçlamanın üst sınırı 5 yıl veya daha fazla olan fiiller için ifade ve sorguda avukat bulundurulması zorunludur. Diğer hallerde isteğe bağlı olarak avukat bulundurulabilir. 2006 yılında CMK'da yapılan değişiklikle atılı suçlamanın üst sınırının 5 yıl veya daha fazla olan fiiller için ifade ve sorguda avukat bulundurmanın zorunlu olmasına ilişkin düzenlemede yapılan değişiklikle atılı suçlamanın üst sınırı ibaresi alt sınırı olarak değiştirilmiştir.
Diğer davalar için, avukat bulundurma zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak, bu davalarını avukat aracılığı ile yapmak isteyen fakat bunun için mali gücü bulunmayan kişiler, Baroya başvurarak adli yardım kapsamında kendilerine bir avukat tayin edilmesini isteyebilecekleri gibi, adli yardımdan yararlanmak isteğiyle dava açabilir ve davayı açtıkları mahkemenin adli yardım kararı vermesini isteyebilir.